Yemek yaşam için gerekli ve haz veren bir davranıştır. Beslenme sağlıklı yaşamımız
için dikkat edilmesi gereken bir konu iken son zamanlarda takıntı haline dönüşmüş olup bu durum
beraberinde bireylerde fiziksel ve ruhsal sorunlar ortaya çıkarmıştır.
Yeme bozuklukları diğer bir tanı şekli ile yeme davranışı bozukluğu olarak da
tanımlanmaktadır. Uzun yıllar öncesinden beri var oldukları, ancak son zamanlarda günümüzde tanı
daha sık olarak karşılaşmaktayız. Yeme Bozuklukları; Anoreksiya Nervoza, Bulimiya Nervoza,
Tıkınırcasına Yeme Bozukluğu ve Tanımlanmış/Tanımlanmamış Yeme Bozukluklarını içeren
psikiyatrik hastalıkların içinde yer alan bir tanı grubudur.
Yeme bozuklukları özellikle genç kadınlarda ve ergenlik çağında daha sık görülür.
Ancak günümüzde genç erkeklerde görülme sıklığı ( kaslı vücut istemi vb.) artış
göstermiştir.
Yeme Bozukluğunu Tetikleyenler;
Bu maddelerden birkaç tanesini detaylandıracak olursak;
- Çocuklarının kilolu olmasından rahatsızlık duymakta olan aileler bu durumu sıklıkla dile
getirmeleri sonucunda, yetişmekte olan gencin aklına zayıflık iyidir gibi bir kural olarak
yerleşmekte ve kilolu olmanın kabullenilemeyecek bir durum olduğunu düşündürmektedir.
- Toplum tarafından zayıf kadınların daha fazla sevildiklerini kadınlara düşündürülmesi sonucu
kadınların kendilerini sürekli diyette olma hissi içerisinde yaşaması
- İstemeyerek diyet yapanlar veya işi gereği diyet yapma durumunda bulunanlarda da yeme
bozukluğu riski de yüksek bulunmuştur.
Anoreksiya Nervoza
Anoreksiya nervoza, beden algısının bozulması ile sağlıksız bir zayıflığı hedef alarak belirgin derecede
düşük bir vücut ağırlığı kaybına sebep olma, kilo alımından aşırı derecede korkma ve bunlara bağlı
bozulmuş yeme davranışı ile karakterizedir.
TANI BELİRTİLERİ;
-Normal vücut ağırlığında olmayı reddetmek
- Zayıflığa rağmen kilo almaktan, şişmanlamaktan aşırı korkma
- Beden biçimlerini çarpık algılama
- Aşırı düzeyde zayıflama mensturasyonların ardışık üç kez olmaması, düzensizleşmesi,
kaybolması
- Hastalar karbonhidrat ve yağ içeren gıdalar başta olmak üzere gıda alımını tamamen
azaltmaları
- Aşırı hareketli olabilir veya egzersiz yapmaları
- Çoğunluğu gıda ile zihinsel düzeyde aşırı uğraşır, yemek tarifleri toplar, aileleri için özel
yemekler yaparlar ancak kilo alma korkusundan kendileri yaptıkları yemekten yemekte
çekinirler.
- Kilo almadığına inanmak için aynaya uzun uzun bakar. Bazıları kendini tamamen şişman
algılarken bazıları zayıf olduğunu, ancak karın, baldır, kalça gibi bazı bölgelerin şişman
olduğunu iddia ederek çevredekilerle sürekli tartışma içerisinde bulunurlar.
Özet olarak, zayıflıklarının tehlikeli boyuta geldiklerini farkına varmazlar.
Tedavi
Tedavi sürecinde öncelikle iç görüsü (farkındalık) olup olmadığı hastanın ikna edilmesi ve
tedaviyle ilgili olumsuz düşünceleri ile çalışılması açısından önemlidir. Çünkü hastanın direnç
ve inkar gibi savunma mekanizmaları kuvvetlidir.
Hasta özel bir gözleme tabi tutulur, kendisine yemek sırasında eşlik edilir. Tartılma gününde
de hasta üstü kontrol edilir, elbıse altına yastık koyma veya kiloda yanıltma yapmak için üst
üste kıyafet giyerek kilo aldığını gösterme çabası da vardır.
alınan kilonun korunmasıdır. Kilo koruma süreci en az 1 yıl olması tedavideki başarının
uzunluğu için önemlidir.
çalışmaktadır.
Bulimia Nervoza
Bulimiya nervoza, aşırı miktarda yiyecek yiyen, yineleyen ve sık tekrarlayan ve
yeme kontrolünden yoksun hissetme durumlarıyla karakterizedir. Bu aşırı yemek yeme
sonrasında çıkarma (örn. kusma, müshil veya diüretik kullanımı aç kalma ve / veya aşırı
egzersiz gibi aşırılıkları telafi edici bir davranış türü izlemektedir. Anoreksiya nervozanın
aksine bulimiya nervozalı bireylerin BKİ değerleri normal ya da hafif şişman sınıflandırması
içinde olabilmektedir.
Bulimiya nervozalı bireyler sık sık yeme nöbeti geçirmektedir. Yeme nöbetlerinde
çoğu zaman tükettikleri besinler hızlı ulaşılabilir olup; şeker, karbonhidrat ve yağ oranları
dolayısıyla kalori içeriği yüksek yiyecekler seçmektedir. Besinleri çok hızlı yiyerek bazen
yemeği tatmadan bile yutabilmektedirler.
Kontrolsüz yeme davranışının telafisinde ise: aç kalma, kendini kusturma,
müshil (laksatif) ya da diüretik kullanma, aşırı egzersiz yapma ya da bu davranışların hepsini
bir arada gösterme takip etmektedir. İğrenme ya da utanma duygusu sebebiyle genelde bu
telafi edici davranışlarını gizlice yapmaktadır. Hastanın her yemekten sonra çıkarma
davranışında bulunması, tıbbi sorunları da beraberinde getirmektedir.
Bulimik bireyler anoreksik bireyler kadar kendilerini belli etmezler. Arkadaş,
aile ortamlarında normal bir şekilde yemek yerler ve kesinlikle kilolarından şikayet etmezler.
Ancak yalnız başına kaldıklarında mutlu/ mutsuz duygudurumları farketmeksizin şekerli yağlı
gıdaları tüketme isteği/atağı gelmesi sonucu miktar sınırı olmaksızın besin tüketirler.
Bulimik bireylerin kendine verilen değerin, beden biçimi ve ağırlıktan etkilenmesi söz
konusudur. Bulimik hastaları sıklıkla suçluluk duygusu, depresyon ve öz eleştiri içerisindedir.
Bulumik bireylerdeki yaşam döngüsü şu şekildedir;
İnce kalmak için sosyal baskı beraberinde diyet kısıtlamasını, katı yemek kurallarını, açlık
davranışını getirmektedir. Bunun sonucunda bireyde çoğunlukla akşam veya gece vaktinde gelen
Tıkınırcasına yemek davranışı ile sonuçlanır.
Tedavi
yapılmaktadır.
almaktadır.
birey psikolojik destekle problem çözme yeteneği geliştirilerek, kötü duygu ve düşüncelerin
çözümü yemek yemek yerine artık daha farklı şekilde çözülmeye kavuşur; örneğin: spor
yapmak, sosyal çevre edinmek , müzik dinlemek vb...
Tıkanırcasına Yeme Bozukluğu
Tıkınırcasına yeme bozukluğu bireyin yeme kontrolünü kaybederek tekrarlayan aşırı
yemek yeme nöbetleriyle karakterizedir. Bulimiya nervozadan farklı olarak aşırı yiyen birey herhangi
bir telafi edici davranışta (aşırı egzersiz, aç kalma vb) bulunmaz.
Tıkınırcasına yeme bozukluğu olan bireyler genelde hafif şişman ya da şişman grubundadır. Aynı
zamanda aşırı yemenin yol açtığı suçluluk, utanç ve sıkıntı tekrar aynı yeme döngüsünü yaşamalarına
neden olur. Tıkınırcasına yeme bozukluğu olan obez hastalar özellikle kalp-damar hastalıkları ve
yüksek tansiyon riskini taşımaktadır.
Tedavi
Tıkınırcasına Yeme Bozukluğunun tedavisinde;
tedavisi,
Terapisi (KKYT), Davranışçı Yöntemlerle Kilo Verme Terapisi (DYKVT), Kişilerarası
Psikoterapi (KP), Diyalektik Davranışçı Terapi (DDT), Motivasyonel Terapi (MT) gibi
Sonuç Olarak;
Yeme Bozuklukları, ruhsal ve fiziksel sağlığın arasındaki ayrılmaz bütünleşik bağın psiko-fizyo-biyolojik
bir kanıtıdır. Fiziksel sağlığın sürekli olabilmesi için ruhsal durumun da sağlıklı olması gerekir, aynı
durum tersi için de geçerlidir. Bu yüzden Anoreksiya Nervoza hastalarını tedavi etmenin ilk adımı
ağırlığın sağlıklı bir düzeye getirilmesi; Bulimiya Nervoza hastalarında ise ilk adım yeme ve kusma
nöbetlerinin engellenmesi ve Tıkınırcasına Yeme Bozukluğu olan hastaların ilk tedavisi yemenin
yavaşlatılmasıdır. Tedavide yol alabilmek için öncelikle bireyin hasta olmasına sebep olan veya
hastalığını kötüleştiren, altta yatan duygusal sorunları çözmek gerekir.