Beslenme alışkanlıklarımızın çok büyük bir bölümü küçüklükte kazandığımız alışkanlıklar çerçevesinde ilerliyor. Bu dönemde kazanan kötü alışkanlıklardan ilerleyen yaşlarda vazgeçmek maalesef pek mümkün olmuyor.
Sağlıklı yaşam tarzı olarak tavsiye ettiğimiz davranışlar bütünü bireyin; sağlığını etkileyebilecek davranışlarını kontrol edebilmesi, günlük aktivitelerini düzenlerken kendi sağlık durumuna uygun seçimler yapması olarak tanımlanabilir.
Bu davranışları küçük yaşta alışkanlık olarak çocuklarımıza kazandırmak sürdürülebilirlik anlamında önem arz ediyor.
Çocuklarımıza kendi sağlıklarını korumaları için bu 3 konuyu çok iyi aşılamamız gerekmektedir.
Bu alışkanlıkların küçük yaşlarda önüne geçilmesi ileride karşılaşılabilecek sağlık sorunlarının da önüne geçmemize yardımcı olacaktır. Bu rahatsızlıklara;
örnek olarak verilebilir. Fiziksel olarak büyüme ve gelişimin hızlandığı bu yaş grubunda, büyümenin devamı ve gelişimin sağlanabilmesi için enerji ve besin ögesi gereksinimlerinin yeterli ve dengeli bir şekilde karşılanması gerekir. Bu dönemde ve devamında ergenlik döneminde kemik kitlesinde artış fazladır. Besinlerle yeterli kalsiyum almak ve düzenli egzersiz yapmak, üst düzey kemik kitlesine ulaşmak için gereklidir. Süt ve süt ürünleri büyüyen çocuklar için kalsiyum, fosfor ve protein açısından önemli bir kaynaktır. Süt, peynir ve yoğurt çocukların, güçlü kemik, diş ve kaslara sahip olması için gerekli olan protein ve kalsiyumu sağlar. Bu gruptan günde 3-4 porsiyon tüketmelidir. Et, tavuk, balık, yumurta, baklagiller güçlü kas ve kan yapımı için gerekli olan demir, B vitaminleri ve bazı mineralleri sağlar. Bu besinlerden günde 2-3 porsiyon tüketilmesi önerilmektedir.
Beslenme yetersizlikleri ve yetersiz fiziksel aktivite çocuğun sosyal ve akademik başarısını etkileyen en temel 2 faktördür. Okul çağı, çocukların ev dışında arkadaşlarıyla yemek yediği, beslenme alışkanlıklarının temelinin atıldığı, fiziksel, bilişsel ve sosyal büyümenin arttığı bir dönemdir. Bu yaşlarda çocuklara yeterli ve dengeli beslenme ile hareketli yaşam alışkanlığı kazandırılması önemlidir.
Çocuklarda yaygın olarak atlanan öğün kahvaltıdır. Gece boyu süren açlıktan sonra, vücudumuz ve beynimiz güne başlamak için enerjiye gereksinim duymaktadır. Kahvaltı yapılmadığı takdirde metabolizma %25 oranında yavaşlamakta ve zihinsel performansta düşüş gerçekleşmektedir. Bu nedenle çocukların her sabah düzenli olarak kahvaltı yapma alışkanlığı kazanmalarına özen gösterilmelidir.
Öğle yemeği atlandığında öğleden sonraki derslerde çocukların dikkat, çalışma ve öğrenme yetenekleri azalmaktadır.
Çocuklar bu dönemde öğretmenlerinin ve ailelerinin davranışları rol model alarak onların davranışlarını uygulama eğilimindedirler. Öğretmenler beslenme saatinde çocuklara rol model olmalıdırlar. Çocukların okulda kaldığı süre boyunca su tüketimini desteklemelidirler. Aynı zamanda öğrencileri fiziksel aktiviteyi destekleyen etkinliklere teşvik edilmelidir. Beden eğitimi derslerinin iyi değerlendirilmesi sağlanıp, çocuklar okul takımlarında yer almaya teşvik edilebilir.
Yeterli ve dengeli bir beslenme çocuklarımızın akademik başarısını da olumlu etkileyecektir. Başlıklar halinde sıralayacak olursak;
en çok etkili olan besin ögeleridir.
Demir eksikliği görülen öğrencilerde dikkat süresinin çok kısa olduğu, zeka gelişiminin yavaşladığı, duyu ve algı fonksiyonlarında sıkıntı görüldüğü tespit edilmiştir.
İyot yetersizliği görülen çocukların, sağlıklı çocuklara göre IQ puanının ortalama 13,5 puan daha düşük olduğu bildirilmiştir.
Çinko DNA sentezi, karbonhidrat, yağ ve protein metabolizmaları gibi beyin gelişimini etkileyen süreçlerde önemli olup merkezi sinir sistemi için önemlidir.