Obezite vücutta aşırı yağ birikimi olarak tanımlanmaktadır. Obezite önemli ve ciddi bir halk sağlığı salgınıdır ve son yıllarda obezite prevelansı artmaya devam etmektedir.Obezite sadece dış görünüşü etkileyen bir hastalık değildir çünkü obezite kalp hastalığı,tip 2 diyabet bazı kanser türleri gibi hastalıkların riskini arttırmaktadır.
Obezitenin ortaya çıkma nedenlerinden başlıcaları;genetik faktörler ,çevresel etmenler,sağlıksız beslenme ve hareketsiz yaşamdır.
Obezite tanısında en yaygın kullanılan yöntem beden kitle indeksinin(BKI ) tespit edilmesidir.BKI bireyin ağırlığının (kg) bireyin boyunun(metre) karesine bölünmesiyle tespit edilir.Örneğin boyu 170 cm kilosu 58 kg olan bir bireyin BKI değeri 20.06 kg/ m2dır. Obezite ;bireyin vücut kitle indeksiniz (BMI) 30 veya daha yüksek olduğunda teşhis edilmektedir.
Obezitenin tedavi yöntemleri ; diyet müdahaleleri, fiziksel aktivite müdahaleleri ve davranış değişikliğidir.Bununla birlikte son yıllarda popüler olan obezite cerrahisi yada bariatrik cerrahisi de obezitenin tedavi yöntemidir. Bariatrik cerrahinin devamli kilo kaybındaki etkisi iyi bilinmektedir. Bariatrik cerrahi, % 50-65 oranında fazla kilo kaybını sağlamaktadır.
Herkesin aklına ‘Şişman yada obez bireyler obezite cerrahisi geçirmeden kilo verebilir mi ? ‘ sorusu gelmektedir. Bu sorunun cevabı EVET ‘tir .Bireyler cerrahi geçirmeden de diyet müdahaleleri ve fiziksel aktivite ile ciddi oranda kilo vererek sağlıklı bir hayata kavuşabilir.
Kilo vermede günlük diyetinizde 500 kcal kısıtlama gerektiği önem kazanmıştır.Yapılan çalışmalar, düşük kalorili diyetlerin, başladıktan sonraki 6 ay içinde % 7 -% 10 kilo kaybına neden olduğunu göstermiştir. Bununla birlikte haftada en az 150 dakika orta ağırlıkta fiziksel aktivite yapılmasının kilo kaybında etkili olduğunu bilinmektedir.
Obezite ve Beslenme Tedavisi
Diyet değişiklikleri obezite tedavisinde çok önemlidir. Hem düşük kalorili hem de sağlıklı diyet modelleri ile kilo kaybı hedeflenmelidir. Bireylerin günlük diyet listelerinde enerji ihtiyacının ,% 45-65'in karbonhidratlardan,% 20-35% yağdan ve % 10-35% proteinden karşılanmasını önerilmektedir.
Yağ ve şeker açısından zengin, oldukça lezzetli, enerjisi yüksek gıdalardan oluşan Batı diyeti kilo almaya sebep olmaktadır. Bireylerin bu diyetlerden kaçınarak Akdeniz diyet modeli gibi sağlık diyet modellerini uygulaması kilo kaybını sağlayacaktır.Bununla birlikte D vitamini eksikliği bireyin kilo vermesini zorlaştırmaktadır. Bu sebeple bireyin kan testleri düzenli yapılmalıdır ve kilo verme süreci diyetisyen ve doktor kontrolünde olmalıdır.
Aşağıdaki adımlar diyetin enerji yoğunluğunu azaltır ve kilo kontrolünü destekler:
1.Yağlı kızatmalar ,doymuş yağ içeren besinler,yağda pişmiş etlerden uzak durulmalıdır.Hindistan cevizi yağı,zeytinyağı , avokado gibi besinler tercih edilmelidir.
2.Kompleks karbonhidratlar ve lif açısından zengin besinlerin tercih edilmelidir.Yapılan çalışmalar, lif alımının vücut ağırlığı ve vücut yağı ile ters ilişkili olduğunu göstermektedir.Beyaz un ,beyaz ekmek gibi gıdalardan uzak durulmalıdır. Tam tahıllı ekmek ,kepekli ve lifli gıdalar tüketilmelidir.
3.Sebze ve meyve günlük olarak yeterli miktarda alınmalıdır.
4.Günlük 2.5- 3 litre su içilmelidir.
5.Basit şekerden kaçınılmalıdır. Epidemiyolojik ve klinik çalışmalarda; şekerle tatlandırılmış içeceklerin alımı ile çocuklarda ve yetişkinlerde hem kilo alımı hem de obezite arasında pozitif ilişkiler olduğunu bulunmuştur.
6.Yüksek proteinli bir kahvaltı tercih edilmelidir çünkü protein açlık hormon seviyelerini en iyi düşüren besindir.Güne yüksek proteinli kahvaltı ile başlamak gün içerisinde uzun süre tok kalmayı desteklemektedir