Menstrüasyonun bitişi olarak kabul edilen menopoz, kadınların hormonal, fizyolojik ve
psikolojik değişiklikler yaşamasına neden olmaktadır. Menopoz döneminde değişen hormonal
dengelerde en önemli etki östrojen hormonuna aittir. Azalan östrojen düzeyi menopozdan
sonra gelişen çok sayıdaki semptomatik durumdan sorumludur.
Östrojen, kemiğin oluşum ve mineralizasyon işlevlerini düzenleyerek kemik yoğunluğunun
korunmasında önemli bir rol oynamaktadır. Menopoz döneminde dolaşımdaki östrojen
seviyelerinin azalması sebebiyle kalsiyumun kemikten plazmaya geçişinin hızlanması ile
osteoporoz oluşur .
Östrojen, karaciğerdeki lipidlerin metabolizmasını düzenlemeye yardımcı olur. menopoz
sırasında östrojen seviyelerindeki düşüş, daha yüksek LDL kolesterol ve trigliserit
seviyelerine yol açar.
Menopoz geçişi boyunca, hormonlar (öncelikle östrojen ve progesteron) yavaş yavaş
azalırken dalgalanır. Bu değişiklikler, vücudun yiyecekleri nasıl metabolize ettiğini etkileyen
metabolik etkileri olan vücut için yeni bir fizyolojik ortam yaratır. Dengeli bir diyet tüketmek,
yaşamın tüm aşamalarında sağlığı optimize etmenin anahtarıdır, ancak menopoz sırasında
daha da önemli hale gelir.
Menopoz döneminde doğru beslenerek artmaya meyilli LDL düzeylerini kontrol altında
tutabiliriz. Yeterli kalsiyum, protein sağlayarak kemik sağlığımızı koruyabiliriz. Tabiki hiçbir
diyet hormon seviyelerinin düşmesini durduramaz, ancak diyet değişiklikleri bu geçişe eşlik
edebilecek semptomları yönetmede rol oynayabilir.
Peki nasıl doğru beslenerek semptomları hafifletebiliriz ? Gelin biraz daha detaylı
inceleyelim.
Menopoz Beslenmesi Nasıl Olmalıdır ?
Menopoz dönemiyle birlikte bazı hastalıklara yakalanma riskimiz artar. Bunlar;
-Hipertansiyon
-Osteoporoz
-Obezite
-Diyabet
-Kalp hastalıkları
Bu hastalıklara yakalanma riskini bizler sağlıklı beslenerek azaltabiliriz. Menopozda
amacımız; kalp sağlığını, kemik ve kas sağlığını korumakla birlikte kan şekerini ,kolesterolü,
tansiyonu dengede tutmak olmalıdır.
İlk olarak size besinlerle alınan östrojen kaynağı olan fitoöstrojenlerden bahsetmek istiyorum.
Fitoöstrojenler doğanın bize verdiği güzel hediyelerden birisidir."Fito-", "bitki" anlamına
gelen Yunanca bir kök kelimedir. Fitoöstrojenler, bitkilerde doğal olarak bulunan
bileşiklerdir. İnsanlarda vücut östrojeninin etkisine benzer, ancak daha zayıf etki gösterirler.
Yapılan bir çalışmada, fitoöstrojenlerin menopozda sıcak basması, gece terlemesi, uyku
düzeninin bozulması, uykusuzluk, baygınlık, depresyon ve sinirlilik gibi semptomlara karşı
koruyucu olabileceği yönünde sonuçlar alınmıştır.
Fitoöstrojenlerin ayrıca yağ profilini düzenleyici, HDL düzeyini arttırdığı , LDL düzeyini
azaltıcı etki yapabileceği bilinmektedir. Böylelikle kalp-damar hastalıklarına karşı koruyucu
olduğunu söyleyebiliriz.
Meyveler, sebzeler, baklagiller ve bazı tahıllar yerseniz, günlük besinlerden fitoöstrojen
alırsınız. Özellikle menopoz dönemindeyseniz günlük beslenmenizde bu besinleri eklemenizi
tavsiye ederim.
Fitoöstrojenden zengin besinler;
-Keten tohumu
-Soya Fasulyesi
-Tempeh
-Edamame
-Kuru meyveler
-Sarımsak
-Buğday kepeği
-Tofu
-Susam tohumları
Menopozda Nasıl Beslenilmeli?
Menopoz için en iyi beslenme Akdeniz tarzı beslenme modelidir.
Yapılan bilimsel çalışmalar, Akdeniz diyetinin kişide sağlıklı olma halini arttırdığını,
hastalıklara bağlı ölümleri azalttığını göstermiştir.
Akdeniz tarzı beslenme modelinin araştırmalarla kan basıncı ve lipid seviyeleri gibi kalp
hastalığı risk faktörlerini iyileştirebileceğini ve kilo kaybına neden olabileceğini bildirmiştir.
Menopoz Döneminde Beslenme Önerileri
1-Yeterli kalsiyum, D vitamini alınmalıdır.
2-Yeterli protein alın.
3-Yeterince lif
4-Meyve,sebze tüketimini arttırın.
5-Etiketleri okuyun.
6-Bolca su içmelisin.
7-İdeal kilonuzu koruyun.
8-Yüksek yağlı yiyecekleri azaltın.
9-Şeker ve tuzu ölçülü kullanın.
10-Sigara ve alkolden uzak dur.
11- Düzenli egzersiz yapmalısın.
Menopoz hakkında sorularınız, yaşam tarzınızı sağlıklı düzenlemek için yardıma ihtiyacınız
varsa benimle iletişime geçebilirsiniz.
Sağlıklı günlere.