Ana noktası yiyecek içeriği değil de yiyeceklerin tüketildiği zaman dilimi olan beslenme tarzıdır. Bir diyet türü değildir. Enerji alımının bir süreliğine kısıtlandığı ve bunun periyodik olarak uygulandığı beslenme tarzı olarak tanımlanmaktadır. Yemek yemenin bittiği andan itibaren uyku süresiyle beraber bir sonraki öğüne kadar geçen süre ile periyot belirlenmektedir.
Yapılan çalışmalarda, yağ kaybının yanı sıra yaşam süresini uzattığı, kan şeker seviyesini dengelediği, kan yağlarını dengelediği, insülin duyarlılığını arttırdığı, inflamasyon riskini düşürdüğü tespit edilmiştir.
16/8 Yöntemi: En yaygın yöntemdir. Uykuyla beraber 16 saatlik açlık süresini ve günlük yemek yeme zamanınızı 8 saat ile sınırlamayı içerir. Bu saatler esneklik gösterebilir ve zamanla 18/6 olarak değiştirilip açlık süresi uzatılabilir.
16/8 yönteminin en yaygın olmasının nedeni, uygulaması en kolay ve en sürdürülebilir olandır. Aynı zamanda en popüler olan yöntemdir.
5/2 Yöntemi: Bu yöntemde, haftanın ardışık olmayan iki günü yalnızca 500-600 kalori tüketilir, diğer günler normal enerji yani kalori alımı sağlanır.
Alternatif Gün Yöntemi (Eat-Stop-Eat): Bu yöntem 24 saat oruç tutmayı içermektedir. Örneğin, salı günü saat 7’de akşam yemeği yediyseniz, bir sonraki öğünü ertesi gün 7’de yaparak uygulanmaktadır.
Büyüme hormonu seviyelerinin yükselmesi sonucunda yağ kaybı ve kas kazanımı oluşmaktadır.
İnsülin duyarlılığı artmaktadır ve insülin seviyelerini düşürmeye yaramaktadır. Bu durum ise vücut yağının kullanımını sağlamaktadır. Aç kalındığında hücreler onarım işlemlerini başlatmaktadır. Hücrelerde biriken işlevsiz maddelerin uzaklaştırıldığı otofaji işleminin gerçekleşmesini sağlar. Hormon seviyelerindeki bu değişiklikler ve sağladığı hücre fonksiyonları ile aralıklı oruç sağlığa fayda sağlayabilmektedir.