Yeme Bozuklukları ve Bilinmeyenleri

Diyetisyen Serpil Beril Parça

Yemek yaşam için gerekli ve haz veren bir davranıştır. Beslenme sağlıklı yaşamımız

için dikkat edilmesi gereken bir konu iken son zamanlarda takıntı haline dönüşmüş olup bu durum

beraberinde bireylerde fiziksel ve ruhsal sorunlar ortaya çıkarmıştır.

Yeme bozuklukları diğer bir tanı şekli ile yeme davranışı bozukluğu olarak da

tanımlanmaktadır. Uzun yıllar öncesinden beri var oldukları, ancak son zamanlarda günümüzde tanı

daha sık olarak karşılaşmaktayız. Yeme Bozuklukları; Anoreksiya Nervoza, Bulimiya Nervoza,

Tıkınırcasına Yeme Bozukluğu ve Tanımlanmış/Tanımlanmamış Yeme Bozukluklarını içeren

psikiyatrik hastalıkların içinde yer alan bir tanı grubudur.

Yeme bozuklukları özellikle genç kadınlarda ve ergenlik çağında daha sık görülür.

Ancak günümüzde genç erkeklerde görülme sıklığı ( kaslı vücut istemi vb.) artış

göstermiştir.

Yeme Bozukluğunu Tetikleyenler;

Bu maddelerden birkaç tanesini detaylandıracak olursak;

- Çocuklarının kilolu olmasından rahatsızlık duymakta olan aileler bu durumu sıklıkla dile

getirmeleri sonucunda, yetişmekte olan gencin aklına zayıflık iyidir gibi bir kural olarak

yerleşmekte ve kilolu olmanın kabullenilemeyecek bir durum olduğunu düşündürmektedir.

- Toplum tarafından zayıf kadınların daha fazla sevildiklerini kadınlara düşündürülmesi sonucu

kadınların kendilerini sürekli diyette olma hissi içerisinde yaşaması

- İstemeyerek diyet yapanlar veya işi gereği diyet yapma durumunda bulunanlarda da yeme

bozukluğu riski de yüksek bulunmuştur.

Anoreksiya Nervoza

Anoreksiya nervoza, beden algısının bozulması ile sağlıksız bir zayıflığı hedef alarak belirgin derecede

düşük bir vücut ağırlığı kaybına sebep olma, kilo alımından aşırı derecede korkma ve bunlara bağlı

bozulmuş yeme davranışı ile karakterizedir.

TANI BELİRTİLERİ;

-Normal vücut ağırlığında olmayı reddetmek

- Zayıflığa rağmen kilo almaktan, şişmanlamaktan aşırı korkma

- Beden biçimlerini çarpık algılama

- Aşırı düzeyde zayıflama mensturasyonların ardışık üç kez olmaması, düzensizleşmesi,

kaybolması

- Hastalar karbonhidrat ve yağ içeren gıdalar başta olmak üzere gıda alımını tamamen

azaltmaları

- Aşırı hareketli olabilir veya egzersiz yapmaları

- Çoğunluğu gıda ile zihinsel düzeyde aşırı uğraşır, yemek tarifleri toplar, aileleri için özel

yemekler yaparlar ancak kilo alma korkusundan kendileri yaptıkları yemekten yemekte

çekinirler.

- Kilo almadığına inanmak için aynaya uzun uzun bakar. Bazıları kendini tamamen şişman

algılarken bazıları zayıf olduğunu, ancak karın, baldır, kalça gibi bazı bölgelerin şişman

olduğunu iddia ederek çevredekilerle sürekli tartışma içerisinde bulunurlar.

Özet olarak, zayıflıklarının tehlikeli boyuta geldiklerini farkına varmazlar.

Tedavi

Tedavi sürecinde öncelikle iç görüsü (farkındalık) olup olmadığı hastanın ikna edilmesi ve

tedaviyle ilgili olumsuz düşünceleri ile çalışılması açısından önemlidir. Çünkü hastanın direnç

ve inkar gibi savunma mekanizmaları kuvvetlidir.

Hasta özel bir gözleme tabi tutulur, kendisine yemek sırasında eşlik edilir. Tartılma gününde

de hasta üstü kontrol edilir, elbıse altına yastık koyma veya kiloda yanıltma yapmak için üst

üste kıyafet giyerek kilo aldığını gösterme çabası da vardır.

alınan kilonun korunmasıdır. Kilo koruma süreci en az 1 yıl olması tedavideki başarının

uzunluğu için önemlidir.

çalışmaktadır.

Bulimia Nervoza

Bulimiya nervoza, aşırı miktarda yiyecek yiyen, yineleyen ve sık tekrarlayan ve

yeme kontrolünden yoksun hissetme durumlarıyla karakterizedir. Bu aşırı yemek yeme

sonrasında çıkarma (örn. kusma, müshil veya diüretik kullanımı aç kalma ve / veya aşırı

egzersiz gibi aşırılıkları telafi edici bir davranış türü izlemektedir. Anoreksiya nervozanın

aksine bulimiya nervozalı bireylerin BKİ değerleri normal ya da hafif şişman sınıflandırması

içinde olabilmektedir.

Bulimiya nervozalı bireyler sık sık yeme nöbeti geçirmektedir. Yeme nöbetlerinde

çoğu zaman tükettikleri besinler hızlı ulaşılabilir olup; şeker, karbonhidrat ve yağ oranları

dolayısıyla kalori içeriği yüksek yiyecekler seçmektedir. Besinleri çok hızlı yiyerek bazen

yemeği tatmadan bile yutabilmektedirler.

Kontrolsüz yeme davranışının telafisinde ise: aç kalma, kendini kusturma,

müshil (laksatif) ya da diüretik kullanma, aşırı egzersiz yapma ya da bu davranışların hepsini

bir arada gösterme takip etmektedir. İğrenme ya da utanma duygusu sebebiyle genelde bu

telafi edici davranışlarını gizlice yapmaktadır. Hastanın her yemekten sonra çıkarma

davranışında bulunması, tıbbi sorunları da beraberinde getirmektedir.

Bulimik bireyler anoreksik bireyler kadar kendilerini belli etmezler. Arkadaş,

aile ortamlarında normal bir şekilde yemek yerler ve kesinlikle kilolarından şikayet etmezler.

Ancak yalnız başına kaldıklarında mutlu/ mutsuz duygudurumları farketmeksizin şekerli yağlı

gıdaları tüketme isteği/atağı gelmesi sonucu miktar sınırı olmaksızın besin tüketirler.

Bulimik bireylerin kendine verilen değerin, beden biçimi ve ağırlıktan etkilenmesi söz

konusudur. Bulimik hastaları sıklıkla suçluluk duygusu, depresyon ve öz eleştiri içerisindedir.

Bulumik bireylerdeki yaşam döngüsü şu şekildedir;

İnce kalmak için sosyal baskı beraberinde diyet kısıtlamasını, katı yemek kurallarını, açlık

davranışını getirmektedir. Bunun sonucunda bireyde çoğunlukla akşam veya gece vaktinde gelen

Tıkınırcasına yemek davranışı ile sonuçlanır.

Tedavi

yapılmaktadır.

almaktadır.

birey psikolojik destekle problem çözme yeteneği geliştirilerek, kötü duygu ve düşüncelerin

çözümü yemek yemek yerine artık daha farklı şekilde çözülmeye kavuşur; örneğin: spor

yapmak, sosyal çevre edinmek , müzik dinlemek vb...

Tıkanırcasına Yeme Bozukluğu

Tıkınırcasına yeme bozukluğu bireyin yeme kontrolünü kaybederek tekrarlayan aşırı

yemek yeme nöbetleriyle karakterizedir. Bulimiya nervozadan farklı olarak aşırı yiyen birey herhangi

bir telafi edici davranışta (aşırı egzersiz, aç kalma vb) bulunmaz.

Tıkınırcasına yeme bozukluğu olan bireyler genelde hafif şişman ya da şişman grubundadır. Aynı

zamanda aşırı yemenin yol açtığı suçluluk, utanç ve sıkıntı tekrar aynı yeme döngüsünü yaşamalarına

neden olur. Tıkınırcasına yeme bozukluğu olan obez hastalar özellikle kalp-damar hastalıkları ve

yüksek tansiyon riskini taşımaktadır.

Tedavi

Tıkınırcasına Yeme Bozukluğunun tedavisinde;

tedavisi,

Terapisi (KKYT), Davranışçı Yöntemlerle Kilo Verme Terapisi (DYKVT), Kişilerarası

Psikoterapi (KP), Diyalektik Davranışçı Terapi (DDT), Motivasyonel Terapi (MT) gibi

Sonuç Olarak;

Yeme Bozuklukları, ruhsal ve fiziksel sağlığın arasındaki ayrılmaz bütünleşik bağın psiko-fizyo-biyolojik

bir kanıtıdır. Fiziksel sağlığın sürekli olabilmesi için ruhsal durumun da sağlıklı olması gerekir, aynı

durum tersi için de geçerlidir. Bu yüzden Anoreksiya Nervoza hastalarını tedavi etmenin ilk adımı

ağırlığın sağlıklı bir düzeye getirilmesi; Bulimiya Nervoza hastalarında ise ilk adım yeme ve kusma

nöbetlerinin engellenmesi ve Tıkınırcasına Yeme Bozukluğu olan hastaların ilk tedavisi yemenin

yavaşlatılmasıdır. Tedavide yol alabilmek için öncelikle bireyin hasta olmasına sebep olan veya

hastalığını kötüleştiren, altta yatan duygusal sorunları çözmek gerekir.

*Sitemizde bulunan yazılar yalnızca farkındalık yaratmak amaçlıdır. Tıbbi tavsiye içermez. Yazılardan yola çıkarak herhangi bir hastalık tanısı konulamaz. Yalnızca psikiyatri hekimleri ve doktorlar hastalık tanısı koyabilir.

Paylaş: