Yeme Alışkanlıklarımız Nelerden Etkilenir?
Yemek yemek, insanoğlunun yaşamını devam ettirebilmesi için en temel ihtiyaçlarından biridir. Bebeklikten itibaren yıllar geçtikçe yeme alışkanlıklarımız farklı durumlardan etkilenmekte ve yeme tutumlarımız değişmektedir.
Nedir bu durumlar ?
Anne (Bakım veren) – Bebek İlişkisi
Yapılan araştırmalar, bebeklikte bakım vereniyle(bu çoğu zaman anne) güvensiz ve kaygılı bir bağ geliştiren kişilerin, ilerleyen yaşam dönemlerinde depresyon, yeme bozuklukları ve beden memnuniyetsizliği yaşayabildiğini göstermektedir. Bu kişiler, duygu ve davranışlarını yönetmede zorlanmakta, sosyal, aile ve iş yaşamlarında çeşitli sorunlarla karşılaşmaktadırlar.
Kültürel Yapı ve Ritüellerimiz
Sosyal yaşam içerisinde, özellikle bizim kültürümüzde, doğum, kına, düğün, ölüm, iftar, doğum günleri, maçlar, yılbaşı kutlamaları, vb… günlerde yemek olmazsa olmazımızdır.
Ya da, ‘Tabak geri dolu gönderilir. İkram geri çevrilmez. Tabakta bırakmak günahtır. Bitirmezsen arkandan ağlar.’ gibi ısrar ve teşvik içeren ritüellerimiz uzar gider.
Bu da ister istemez, bedenimizin ihtiyacı haricinde sıklıkla yemekle karşılaşmamızla ve bu yönde kontrolü kaybetmemizle sonuçlanabilir.
Dilimize Yerleşenler
‘Can boğazdan gelir.’
‘Atın ölümü arpadan olsun.’
‘Aç ayı oynamaz.’
‘Hatır için çiğ tavuk yenir.’
‘Bir dirhem et, bin ayıp örter.’
gibi dilimize yerleşen ifadeler vardır. Bunların kimisinde duyguyla yeme eşleştirilmiş, kimisinde de yemeye teşvik vardır. Dilimize yerleşen bu ifadeler, bizim yemeğe olan bakış açımızı temsil eder ve yeme tutumumuzun belirleyicilerinden olur. Çünkü her şey düşünceyle başlar ve düşüncelerimiz zamanla davranışlarımız haline dönüşür.
Stres Seviyemiz ve Stresle Baş Etme Şeklimiz
Yaşamsal stresler karşısında işlevsel stresle baş etme metotlarımız yoksa, yemeyi bir sığınak olarak görüyor veya stresi yemekle bastırıyor olabiliriz. Burada bir yerden sonra yemekle rahatlama hissi eşleşir ve kontrolü kaybederiz. Ne zaman rahatlama ihtiyacı açığa çıksa yemeğe yöneliriz.
Ailemizdeki Yemeğe Karşı Olan Tutum
‘Yemeyince hasta olacak korkusu, yemeyle güvenlik hissinin eşleştirilmesi, kıtlıktan kaçış ve bollukla yemenin eşleştirilmesi, vb…’ ailenin mutfağa bakış açısını çocuğun ilerleyen yaşantısında sürdürmesi demektir. Çünkü ilk değerler ve alışkanlıklar, ilk evimizde kazanılır ve ilerleyen dönemlerde kazanılanlar bunun üzerine inşa edilir.
Popüler Kültür ve Medya
Sosyal hayatın bizden olmamızı istediği formu, medyanın dayattığı ideal güzellik ve beden algısını, iş yaşamı içerisinde zaman kısıtlılığı nedeniyle fast food yeme alışkanlığını, medya ve reklamların üzerimizdeki etkisi ile yönlendiğimiz ve belli duygularla zihnimizde eşleşen yiyecekleri burada sayabiliriz.
Tüm bunlar bizim yeme davranışımız üzerinde etkili olan durumlardır.
Bunların etkisinde davranışımızı kontrol edemiyorsak ve bunun için sonuçsuz çabalar içindeysek kendimizi;
- Sürekli kısıtlılık halinde
- Yemeye bağımlı
- Verip verip kiloları yeniden alıyorsak bu döngüye dair umutsuzluk
- İdeal beden imajı noktasında hayal kırıklığına uğramış
- Sosyal hayatımızda yetersiz
- Kontrolsüz yeme sonucunda suçluluk ve kendine öfke gibi duygular hissederiz.
Bu yönde bir farkındalık oluşturmamız, yeme davranışımızın kontrolünü ele aldığımız, sağlıklı beslenme ve sağlıklı yaşam alışkanlıklarını bünyemize katabileceğimiz bir süreci başlatır.
Eğer yeme alışkınlarımızı her şeye rağmen kontrol edemiyorsak ve yaşantımızı olumsuz etkiliyor, yaşam kalitemizi aşağı çekiyorsa, bir uzman psikolog ve diyetisyenden destek alabiliriz.
Paylaş: